İŞ HUKUKU

İŞ HUKUKU

COVID-19 KÜRESEL SALGINI’NIN İŞ HUKUKU AÇISINDAN YARATACAĞI ETKİLER VE İŞ KANUNUNDAKİ BELİRLİ HÜKÜMLER DAHİLİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ BÖLÜM 4

Koronavirüs vakası iş kazası olarak değerlendirilebilir mi? Uzaktan Çalışma halinde evde virüse yakalanmanın hukuki boyutu nedir? Benzer olaylarda Yargıtay’ın yaklaşımı nedir?

     Covid-19 hastalığının çalışma hayatına etkileri göreceli olarak yeni bir kavram olduğundan kesin bir görüş bildirmemekle beraber koronavirüs vakalarının iş kazası olarak değerlendirilebileceği konusunda ortak bir kanı vardır. İleriki dönemlerde bu husus yerleşik içtihatlarla da netlik kazanacaktır. İşverenin talimatıyla evden çalışanlar da iş kazası hükümlerinden yararlanırlar. İşverenin görevlendirdiği zaman diliminde evde meydana gelen kazalar iş kazası sayılır. Bu nedenle kazanın tam olarak hangi saatte meydana geldiğinin belgelenmesi de önemlidir. Yine de hukukta her olayın kendi içinde değerlendirileceği unutulmamalıdır.

Yargıtay, 2009 yılında yaşanan domuz gribi salgınında hayatını kaybeden kişi ile ilgili emsal teşkil edecek bir iş kazası hükmü kurmuştur.  Yargıtay'ın 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/5018 Esas 2019/2931 Karar sayılı ilamı şu şekildedir; “Yasada iş kazası, sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay olarak tanımlandığından, olayın etkilerinin bir süre devam ederek zaman içinde artması ve buna bağlı olarak sonucun daha sonra gerçekleşmesi mümkündür. Yani, iş kazası ani bir olay şeklinde ortaya çıkıp, buna bağlı olarak zarar, derhâl gerçekleşebileceği gibi, gazdan zehirlenme olayında olduğu şekilde etkileri daha sonra da ortaya çıkabilir. Sonradan oluşan zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı bulunması şartıyla olay iş kazası kabul edilmelidir. Yasanın iş kazasını sigortalıyı zarara uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik) bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı hâl ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu ile sonucun birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı, yasada olmadığı hâlde, herhangi başkaca kısıtlayıcı bir şartın varlığı aranmamalıdır.

Somut olayda, tır şoförü olan davacı murisinin 26.11.2009 tarihinde davalı işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği, 11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığı, Adli Tıp Kurumu raporunda, H1N1 virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiği, murisin 13.12.2009 tarihli hastaneye başvurusunda belirttiği şikâyetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu takdirde hastalığın bulaşmasının bu tarihten 1-4 gün öncesinde gerçekleşmiş olacağının bildirildiği, buna göre davacı murisinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı yukarıda belirtilen rapor kapsamından anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır” .

 

 Stj. Av. Emir Özel